“Bazen hayalinizde, gerçek hayatta olduğundan daha yoğun, daha canlı bir hayat kurabilirsiniz.”
Konstantin Stanislavski

Oyuncu olma yolundaki ilk adımı hayal kurmaya başlayarak atarsınız. Sonra hayalleriniz, gerçek hayatta yaşadığınızdan daha derin ve daha geniş gelir size. Ardından orada bir dünya kurmaya başlarsınız. Olabildiğiniz karakterlerin, yaşayabileceğiniz acıların, mutlulukların ve daha nice duygunun sınırı yoktur o dünyada. Kendinizden dışarıya çıktığınızı fark ettiğinizde şaşırırsınız. Bir katil olabilirsiniz ya da bir kral. Bir prenses olabilirsiniz ya da sokakta yaşayan bir yoksul… 

Oyuncu

“BEDEN BİR MAKİNE, OYUNCU DA BİR MAKİNİSTTİR”

Olmak istediğiniz herkesi yaşamak istediğiniz her hayatı, tatmak istediğiniz her duyguyu oyunculukla tadabilirsiniz. Bunu anlamaya başladığınızda oyunculuğa bir adım atmış olursunuz. Sahnenin tadını almaya başladığınızda hayatın ancak sanatla çekilir hale geldiğini görürsünüz ve ifadenin en güçlü yöntemini keşfedersiniz. Bedeninizin bu yolda eğitilecek bir makine olduğunu anladığınızda ise profesyonel oyunculuğu ucundan kavramışsınız demektir. Mayerhold’un da dediği gibi “Beden bir makine, oyuncu da bir makinisttir.”

Oyuncu

OYUNCU DÜŞSEL, DÜŞÜNSEL HER ALANDA AKTİFTİR

Her gün, dur durak bilmeden çalışan, bedenin ve kafanın durmasına izin vermeyen, düşsel ve düşünsel anlamda her an aktiftir oyuncu. Oyuncu, bir karaktere hazırlanma sürecinde, aylarını hatta yıllarını o karakteri geliştirmeye adar. Gözlem yapar, detayları, incelikleri kafasına bir bir yazar. Karakterin sevmediği yemekten, en ufak fark edilmeyen takıntılarına kadar her şeyi kafasına ya da defterine not eder. Oyunda bu küçük ayrıntıları gösterecek bir sahne olmasa da oyunun bütününü kavramak oyuncuya her zaman kolaylık sağlayacaktır.

Oyuncu

OYUNCU, KENDİNİ BÜTÜNÜYLE İŞİNE ADAMALIDIR

Jerzy Grotowski oyunculuktan bahsederken “adamak” kelimesini sıkça kullanır. Ona göre oyuncu kendini bütünüyle işine adamalıdır. Bu bir insan için hayati önem taşıyan bir durumdur. O kadar kolay mıdır gerçekten kendini bütünüyle bir şeye adamak? Kendini adadığın sanat veya oyunculuksa belki biraz olsun kolaydır. Çünkü insanın kendinden dışarı çıkabilme olanağı başka hangi alanda böylesine mümkündür ki? Başka ne insanı bu kadar tatmin edebilir? Oyunculuk ile tanışanlar, oyunculuğun vazgeçilemeyecek bir tat olduğunun farkına varacaklar. Eğer içlerinde daha cesur olanları varsa ikinci adımı atacaklar ve işte o an hayatları değişecek!

 “KENDİSİYLE UĞRAŞMAYAN OYUNCU, OYUNCU OLAMAZ”

Evet, oyunculuk cesaret ister. Çünkü oyuncu canlandıracağı her sahnede kendi içinde bir flash- back yapar. Anılarını tekrar canlandırma durumunda kalır. Belki derin travmalarına gitmek zorunda bulur ve orada kaçtığı, unuttuğu bir duyguyu tekrar su yüzüne çıkarır. Karakterin duygusunu bulmadaki bu yöntem, herkes için kolay olmayan, cesaret isteyen bir yöntemdir. Bu yüzdendir ki kendiyle uğraşmayan, uğraşmayı sevmeyen insan oyuncu olamaz. Jerzy Grotowski der ki:

“KISIRLIK, YARATMA EYLEMİNDEN KAÇMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”

“İnsan olarak haklarımız, açıklamalar ya da kendimize yaptığımız doğrulamalardan ziyade edimlerimizle başlamalıdır. Ağaçlara benzeriz: kaderin, iklimin, rüzgarların ve fırtınanın hangi yöne doğru değişeceğinden kaygılanmak, dünyanın verimli ya da çorak olup olmayacağını bilmek zorunda değiliz; doğmamız gerçeği bile bizi yaşamın meydan okumasına karşılık vermeye ve bunu doğanın, o acelesiz, tereddütsüz tarzıyla cevaplamaya zorlar. Daha da kötüsü tohumlarımızın kayalığa düşmesidir. Bu bile bizi ödevlerimizden muaf tutmaz; eğer herhangi bir bahaneyle bizden beklenen edimleri yerine getirmeyi reddedersek kendini ateşe atan ve kül olan bir ağaca benzeriz ve bu hak ettiğimizdir. Bu ateş toplumsal bir düzenin ateşi değildir; ben, yaşayan bir insan olarak şu ya da bu şekilde, edimleri gerçekleştirme görevime ihanet ettiğim an o ateş benim içimde alevlenir; insanın sürekliliğine karşı en kötü tehdit benim kendi kısırlığımda yatar ve bu kısırlık yaratma eyleminden kaçmaktan başka bir şey değildir.”

Tam da bu nedenle, yaratmanın, üretmenin, başka birisi olabilmenin farkına vardığımızda oyunculuk yolunda ilk adımı atmış oluruz…

Hayat paylaşınca güzel!